Ana içeriğe atla

Hazır ol!!!

Gençliğimde neredeyse bütün idareciler "gavurdu" :) okulda başımızı açtıranlar, hastaneye sokmayanlar, mahkemeye almayanlar. Liste uzaaar gider. Ve bu makam sahibi adamlar hep karşılarında el pençe divan durulmasını isterdi. 
Okulda omurgalı tabir edilecek cinsten meslek hocalarımız vardı, bize dik durmayı öğretiyorlardı. Onlardan biri, Peygamber Efendimizin (sav) bir ortama girince içeridekilerin ayağa kalkmalarını istemediğini, hatta bu konuda onları uyardığını, "Acemlerin birbirlerini yücelterek kalktıkları gibi siz de ayağa kalkmayın." dediğini aktarmıştı.  Sanırım bu biraz da ilk paragrafta yazdığım süreçler nedeniyle bilinçaltıma yerleşmiş. Bileşenlerine göre sürekli farklılık arz eden bir davranış olması gerekirken tuvalete sol ayakla girmek gibi kalıp bir davranış hâline gelmiş. 

Düne kadar bunu düşünmüş değildim ve biri geldiğinde kalkmadığımın ya da ben bir yere gidince ne yapıldığını umursamadığımın bu kadar ayırdında değildim. Dün bu konuda kendimi sobeledim :) 


Bulunduğum ortama biri gelince genelde oturarak ve karşımdakini de hemen oturtarak konuşuyorum. Dün kuruma daireden gelenler oldu, biz üç kişi masada oturuyorduk yani ben üç kişi oturuyoruz zannediyorum sonra bir baktım sadece ben oturuyorum :) diğer iki kişi ayakta. 

Refleksif olarak yaptığımız davranışları kontrol etmemiz gerekiyor. Çoğu zaman bağlamından koptuğu halde alışkanlıkla devam ettirdiğimiz içi boşalan tutumlara dönüşebiliyorlar ya da karşı tarafa alakasız mesajlar gönderiyoruz da haberimiz olmuyor. 

Benim bunu düşünmem elbette çok kıymetli ama asıl önemli olan makam sahibi olan kişilerin bunu düşünmesi. Zira şöyle de bir uyarı var; "Kim insanların kendisi için hazırola geçmesinden (el pençe divan durmasından) hoşlanırsa ateşten yerini hazırlansın." 

Sonuç; hayat her zaman çok dinamik ve kurallar dümdüz değil. Şartlara göre her daim zihinde yeniden yeniden bir düzenleme ve davranış çıktısı gerekiyor. Rollerimize göre tutum değişikliği yapabilmek, bilinci hep diri tutmak ve ezberci olmamak. 

Bugün bunu aklımızda tutalım. Peygamber Efendimiz kendisi bir ortama girince ayağa kalkılmasını istemezdi ama kızı Fatıma her geldiğinde kalkar onu öper ve kendi yerine oturturdu.

Erbain 26/40

Yorumlar