Ana içeriğe atla

Ciddili kitaplar :)

Ben İmam Hatip'teyken bir fikir kitabı okuma furyası vardı. Kitap fikir vermeliydi. Yemek tarifi gibi açıcan bakıcan ve hop diye hemen yapıcan. Okunacak şey ciddi olmalıydı, öyküydü romandı öyle boş işlerle uğraşmamalıydı insan. 


Müslüman Olmam Neyi Gerektirir, Yoldaki İşaretler, Ruh Terbiyesi, Kelimeler ve Kavramlar okumak için kendimi zorladığım kitaplardan aklımda kalanlar. 

Mızraksız İlmihal kitabında böyle bir bölüm var, içimi yakıyor okudukça. O dönem çıkan kitapların isimlerini arka arkaya yazmış yazar. Kitap isimlerinden bir hikaye çıkmış ortaya, şaka gibi. 


Geçenlerde Fatma Barbarosoglu'nun Rasim Özdenören'in arkasından yazdığı veda yazısını okudum. Rasim Özdenören'in öykü yazdığını bilmiyordum. Kendisi fikir kitapları yazan yazar kategorisinde mesafeli durduklarımdan biriydi benim için. Fatma hanımın söz konusu yazıda, öykü yazana kadar hep zihnimde taşıdım, dediği Ocak adlı öyküye bir bakayım dedim. Kahvaltı boğazıma dizildi resmen. Bir anda kendisi ile aramdaki mesafe kapanıverdi.


Nurettin Topçu'nun da bir romanı varmış meğer; aşklı meşkli 🙈 adı Reha. Öyle işte. Onlar da bizim gibi insanmış. 

**********
Yahudilere cumartesi günleri avlanma yasağı geldiğinde balıklar da aksi gibi o gün çoğalıyordu. Hemen bir hinlikle cumartesi günü balıkları alıkoyup pazar günü tutar oldular. Erbainin 27. günündeyim. Kırk gün, hergün bir yazı yazacağım diye yola çıktım. Lime tekulune ma la tef'alun 🙈. Yukarıdaki balığı bugün tutmadım 🙈🥴 yeni tutmuş gibi yaptım koydum önünüze. Bu Yahudileşmek midir? Kavram kime ait bilmiyorum ama benim aklıma direk İslamoğlu ve Yahudileşme Temayülü adlı kitap geliyor. Gerçi kitabı okumadım. O yukarıda anlattığım fikir kitapları zorlanması dönemine denk gelen bir eserdi. Belki okurum. 

Erbain 27/40

Yorumlar