Böyle denk gelmelere bayılıyorum. Tam "Allahım senden sürprizli hayırlar dilerim" duasının tecellisi gibi. İsyan Ahlakı kitabını on yıl önce biraz karıştırmıştım. Baştan sona okuyamadım, gündemimde başka şeyler vardı o ara. Hep adını duyuyorum diye meraktan bir baktım bıraktım ama önsözü kesin okumuşumdur. Geçenlerde eski öğrencilerimizden Mustafa, İsyan Ahlakı kitabından bir sayfanın görüntüsünü yolladı. Hocam, burada Karamürsel'in adı geçiyor, dedi. Karamürsel benim yaşadığım ilçe. Çok şaşırdım, nasıl görmemişim, dedim. Ben kütüphanede çalışıyorum. Hemen raftan kitabı alıp baktım, hiç öyle bir şey yok. Meğer kitabın son başkısına yeni bir önsöz hazırlamış yayınevi ve orada taaaa yıllar önce Karamürsel'den gönderilen bir mektuptan bahsediliyormuş. Birden kendimi gün yüzüne çıkmamış el yazması eserlerin arasında dolaşırken hayal etmeye başladım, öyle bir heyecan. Karamürsel'den yazılan bir mektup. Yazan, Nurettin Topçu'nun...
Taaa eskiden bir röportajda Sezen Aksu ayakkabılarının bile bir yerlerini değiştirdiğini hoşuna gitmeyen yeri kesip söküp her neyse tekrardan bir şeyler yaptığını söylemişti. Ben de öyleyim. Aldığım bir şeyi müdahale etmeden kullanamıyorum. İlle orasını burasını kurcalayacağım. Marka ürün alıp kolunu bacağını değiştirmişliğim hatta ayakkabı kesip dikmişliğim bile vardır. Hızımı alamayıp etrafımdaki insanları değiştirmeye kalktığımda doğrudur. Hep iyi niyetten 🥴🤭. İyi niyet cehenneme giden yolları döşeyen taşın adıydı değil mi? İçine düşmeden öğreneceğiz inşallah. Dur bakalım hayrolsun. Bu ayakkabıyı seviyorum. Hz. Aişe'nin eşyalarımız bizi bırakmadan biz onu bırakmayız dediğini okumuştum bir yerde. Ayakkabı umrede biraz deforme olmuştu. Elden geçireyim de biraz daha yarenlik edelim dedim.