Hal sârîdir yani hal sirayet edicidir, bulaşıcıdır. Özellikle hiyerarşinin, ast üst ilişkisinin olduğu kurumlarda bunun önemi iyice ortaya çıkar. Sirayet yukarıdan aşağıya doğru hızla herkese ulaşır en ücra köşeye kadar gider. O yüzden atalarımız balık baştan kokar demişler. Kuyruk ben kokmayacağım dese de bir kıymeti harbiyesi yoktur. Suyun yukarı doğru akmasını beklemektir bu. Halbuki su aşağıya doğru akar ve bu doğallıkla olur. İyice güçlendiğinde önüne çıkan taş, ot, çer çöp ne varsa alır götürür. O yüzden ortalık biraz bulanık gibi görünse de zamanla sular durulur, dibe çökecek olan çöker, gidecek olan gider.
Eski ve klasik metinleri okumak ve anlamak için çaba sarf etmek gerekiyor. Eskiden keçi boynuzu ve iğde yerdik. Şimdi ağzımıza koymuyoruz. Bu kitaplar biraz keçiboynuzu yemeye çalışmak gibi. Tadına varmak için uzun uzun çiğnemek gerekiyor.
Diyanet İşleri Başkanlığının bastığı Klasik Ahlâk Metinleri serisinden öğretmen, öğrenci ve öğrenme adabının anlatıldığı bölümü okuyorum. Bir doğrunun peşinden gitmekle başlayacak her şey demiştim. Kitapta çok doğru var elbet. Bir tanesinin peşinden gitmeye başladım bakalım.
Diyor ki, öğretmen evinden çıkıp öğretim yerine gidene kadar zikre ve duaya devam etmelidir. Ben işe gidip gelirken hep müzik dinlerdim. Şimdi Kuran-ı Kerim dinliyorum. Üzerime bir yavaşlık geldi. Müzik beni coşturup gereksiz yere yükselmeme sebep oluyormuş meğer. Bir şey söylemek için henüz çok erken ama iki gündür kendimi daha huzurlu hissediyorum.
Akşamları âlem ile daha doğrusu uzak âlem ile irtibatı kesmek de iyi geldi. Sanki sürekli peşimden koşturan biri varmış ve bir şeyleri kaçırmadan her yere yetişmem gerekiyormuş gibiydi. Saldım gitti sosyal medyayı.
Kitap kurumsal okuma listesinden payıma düşen bir eser. İşte böyle.
Yorumlar
Yorum Gönder