Ana içeriğe atla

Düşme

Türkçenin Sırları kitabını okumaya ve rüyalarımı yazmaya devam ediyorum. 

Çok rüya görmüyorum ama gördüklerimi yazmak ve hayra yormak hoşuma gidiyor. Birazdan beşinci rüyamı yazacağım deftere. Bunu düşününce yani rüya yazma ve rüyaya dair fikir yürütme acaba kafayı mı yiyorum dedim :) öyle değildir herhalde. Ümit Meriç bunu yıllardır yapıyor gayet de aklı başında kadının. Aslında Tülay Kök de rüya günlüğü önermişti. Neyse geçen gece nefes nefese uyandım. Gerçekten nefes nefese miydim rüyanın etkisi mi bilmiyorum. Uyandım ve bu rüyayı unutmamam lazım dedim. Bu kadar nefes nefese kaldığıma göre bu üzerinde düşünülmesi gereken bir rüya olabilir. Bu niyetler kendi kendime rüyayı tekrar ettim iyice zihnime yerleşsin ve sabah kalktığımda yazayım diye. Sabah oldu başka bir rüya ile uyandım. Son gördüğümü hatırlıyorum ilkine yani o kendi kendime unutmamak için tekrar ettiğim rüyaya dair hiç bir şey hatırlamıyorum ama tekrar ettiğimi, unutmamaya calıştığımı hatırlıyorum. Çok ilginç. 


Türkçenin Sırları'nda bugün Kelimelerin Tadı adlı bölümü okuyorum. Yazarın seçtiği fiil "düşme". Çok anlamlı oldu bu fiile denk gelmek. Kısacık bir şiir ve şiire bir şerh yazmıştım daha sonra önce. O aklıma geldi. Hem şiiri hem şerhi hem de kitaptan bir bölümü aşağıya ekliyorum.

..
Düşme!
İnsan bir düş'tü
Önce kimin aklına düştü?
Günaha düştü
Cennetten düştü
Sözden düştü
Gözden düştü
Gönülden düştü
Yine de güzel bir düş'tü...
Ayten Eren
.

İnsan bir düş'tü

Hakikat şu ki, insan; daha henüz kendisi hiç anılmayan ve tanınmayan bir şeyken (yaratılmamışken; üzerinden binlerce asırlık çok) uzun zamanlardan (“dehr”den) bir süre (hin) gelip geçmedi mi? İnsan 1

İlk kimin aklına düştü?

Hani rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Biz seni övgü ile tesbih ederken ve senin kutsallığını dile getirip dururken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” dediler. Allah “Şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurdu. Bakara 30

Günaha düştü

“Ey Âdem! Sen ve eşin cennette oturun, orada istediğiniz yerden rahatça yiyip için ve şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zalimlerden olursunuz” dedik. Bakara 35

Şeytan onlara, “Ben gerçekten sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim” diye de yemin etti. Böylece ikisini de ayartmış oldu. Araf 21-22

Cennetten düştü

Onlara şöyle dedik: “Oradan hepiniz inin! Benden size muhakkak bir rehber gelecektir.” Kim benim gönderdiğim rehbere uyarsa artık onlara ne korku vardır ne de üzüleceklerdir. Bakara 38

Sözden düştü
Gözden düştü
Gönülden düştü

Hatırla ki sen de unutuşun kara gecesine yuvarlanacaksın. Bir adın kalacak geriye. Bir mezar taşın hatırlayacak belki seni. Belki o da unutmuş olacak. Düşün ki unutuşun koyu karanlığı çökmüş üzerine. Yokluğuna çoktan alışılmış, unutuşun hepten kanıksanmış. Özleyenin yok, kimsenin özlediği de değilsin. Yokluğunun gecesinde adın bile unutulmuş. Yatsının Yalnızlığı - Senai Demirci

Yine de güzel bir düş'tü

Biz gerçekten insanı en güzel biçimde yarattık, [Tin, 95/4.] ''Allah size şekil verdi ve şeklinizi en güzel yaptı, [3Teğâbün, 64/3.] O Allah yarattığı her şeyi güzel yapandır, [Sâd, 32/7.] Sonra insanı şekillendirip ona ruhundan üfledi.

Ve kitaptan alıntı aşağıda 👇🏼

KELİMELERİN TADI

Milletlerin öyle şâirleri, öyle muharrirleri vardır ki, kelimeleri bir lezzet gibi kullanırlar. Dîvan edebiyâtında, sözü "Türkçe kelimeler'le tadlandıranların başında Fuzûlî vardır. Meselâ, birçokları için, korkunç mânâ olan düş me k, Fuzûlî'de dile türlü lezzetler katan çok mânâlı bir kelimedir.

"Düşme'nin en korkuncu, öyle zannedilir ki mevkiden iktidardan düşmektir. Son zamanlarda milletin gözünden düşmek mânâsı alan bu "düşüş”, gerçekten telâfî edilmiyecek sukutlardandır. Yeryüzünde bâzı iktidarlarin, o mevkii tekrar elde etmek için ne yanlış hareketlere başvurup memleketlerinin başına ne işler açtıkları ve yeniden ne hallere düştükleri kimsenin gözünden kaçmamaktadır.

Halbuki "düşme"nin, daha başka ne çeşitleri, ne vahimleri ne göze görünmezleri vardır.

"Allah elden ayaktan düşürmesin!" diyen, kurnaz dilenci psikolojisi, düşmenin bu her insana mukadder, tehlikeli şeklini çok iyi kavramıştır. O kadar ki bu usta dilenci duâsı, dilencilere, "Allah sevdiğinizden ayrı düşürmesin!" duâsından daha çok para kazandırır.

Türkçeye tad veren kelimeler arasında, "düşmek" kelimesinin büyük hissesi vardır. Her kelimeyi mümkün olduğu kadar çok ve değişik mânâlarda kullanmayı zevk hâline getiren Türk halk dehâsı, "düşmek" kelimesine de çok ve çeşitli mânâlar vermiştir. Türkçede, "düşmek'teki mânâ sayısının; tek kelime ve birleşik sözler hâlinde; yüz elliden fazla olduğunu söylersek, bilmem hayret edilir mi? Bu kelime, Halk şâirleri kadar, halk diline değer veren, Büyük Dîvan şâirleri tarafından da, çok değişik mânâlarda ve âdeta lezzeti tadılarak kullanılmıştır. Ayni kelime son asır Türk şâirlerinin dilinde de, döküldüğü kabın şeklini alan su gibi, türlü mânâ kalıplarına girmiş ve karşımıza çok değişik mânâlarda çıkarak her zaman sevilen bir tanıdık edâsiyle bizim elimizden tutmuş, bizi o mânâya ulaştırmak için kendi lezzetine çekmiştir.

 


Yorumlar