Ana içeriğe atla

Rıhle-22

Kısa süreli umre tam anlamıyla saatli bir bomba. Bir şeyden feragat etmem gerekti. Sevre çıkmadım. Olursa bir dahaki sefere inşallah. Veda tavafına kadar otelde dinleniyorum. 

Dün öğleden beri acayip bir kalabalık var Kâbe'de. Öğlen sıcağında güya kimse gelmiyor diye tavafa gittik. Akşam da çok kalabalıktı. Meğer cuma gecesi olunca bizim farklı illerden pazar sabahı Eyüp Sultan'a namaza gitmemiz gibi civardan insanlar akın akın gelirmiş. Çoluk çocuk, süslü püslü herkes Kabe'de. Hudeybiye umresini zor bitirdik.

Böyle küçük ayrıntıları bilmek için o yerin gediklisi olmak gerekiyor. Biz nereden bilelim. Neyse yazdık bir kenara. Perşembe ve cuma hep kalabalık. Kenara yazılacak ikinci madde; cuma namazı çıkışında hiç acele edilmeyecek. Namaz bitti haydi çıkayım cümlesi en erken iki saat sonrası için söylenecek. Tabi ben bu kuralı da bilmediğimden yarım saat sonra falan çıktım. Otobüs bekleme alanını tarif etmem mümkün değil ama edeceğim 🙂 İyi ki çıkmışım ortamı görme imkanım oldu.

Gelmeden önce buraya dair araştırma falan yapmamıştım ama karşıma çıkan videolar, daha öncede söyledim aman şikayet etmeyin aman şunu görmeyin aman bunu söylemeyin Allah ve Resulünün gücüne gider ya da gittin ve olumsuz bir şey gördünse bu senin yamukluğuna delalet eder kıvamında şeylerdi. Öncelikle şikayetlenmek için değil var olan hâli düzgünce aktarmak için yazdığımı söylemeliyim. Ve her halinin güzel olduğunu eklemeliyim. Ben orada bekledim diye şikayet etmiyorum yani sadece orada bekleneceğini söylüyorum.

Görevlilerin sert olduğu söylenirdi mesela hep. Evet sertler ama bu şart bence. Gördüğüm kadarıyla bu kadar kalabalık bir mekanı ve bu kadar farklı ülkeden insanı gayet iyi idare ediyorlar. Baktım ortalık çok kalabalık bir kenarda oturup izleyeyim dedim. Yere oturmaya alıştık zaten ama oturmamla kalkmam bir oldu, çünkü yer beni yaktı.

Kabe'nin içindeki askerler daha havalı sanki, bazıları yeni yetme şımarık delikanlılar gibi. Dışarıda çalışan bu kahverengi üniformalı adamlar daha neşeli ve sempatik. Birinin otobüse bir yol açısı vardı ki görmeyin. Bakarken çekmek aklıma gelmedi. Biraz sonra dans edip şarkı söyleyecek, neşeli Amerikalı zenciler gibiler. 

Bir de sura üfürenler var, kendilerini paralıyorlar ortamı organize etmek için. Tavaftan sonra sadaka vermek gerekiyor. İçerdeki temizlik görevlileri insan sarrafı olmuş mübarek. Para verme düşüncesi aklınızdan geçince bile farkediyorlar. Bazıları aleni istiyor. Onları ayrıca yazmak istiyorum. Kime vermeliyim diye insan seçmeye çalışıyorum. 

Bugün bu sıcakta sura üfürüp oradan oraya koşan adamı görünce en çok sadakayı bu hak ediyor ona vermeliyim dedim. O ara gözden kayboldu. Muhtemelen herkes kızıyor ona, insanları uzaklaştırdığı için ama arabalara yol açması lazım yoksa kimse bir yere gidemez. Bekledim tekrar gelince parayı uzattım yok yok içerdekilere verin dedi Türkçe. Türk müydü bilmiyorum hemen hayat hikayesini öğrenesim geldi ama adamın bir saniye durma imkanı yok. Hayır ben size vermek istiyorum lütfen dedim. Alıp hemen işine devam etti. Vaktim vardı durup beklesem dedim o arada Malatyalı Seniha teyzeye denk gelince sura üfüren adamı bırakmak zorunda kaldım ve yeni bir hikaye başladı teyze ile... 

Yorumlar