Ana içeriğe atla

Rıhle-14

Otobüsle gidiyoruz. 

Otelleri, küçük pencereleri hep kapalı duran ve içinde kimse yok sandığım evleri geçtik. Biraz gittikten sonra karşıda bu tepeyi gördüm. İçime bir sıcaklık geldi. Bu Uhud olmalı dedim. Dedim demesine ama ya değilse diye de korktum.


Gözümü ayırmadan bakıyorum. Yaklaştık. Tepenin devamı var sıra dağ gibi, ortada bir boşluk ve önde başka bir minik tepe daha. Otobüs döndü döndü ve bana bakan tepenin önünde durdu. Rehberimiz dünyada bu kadar berrak bir şekilde size bakan başka bir dağ yoktur. Burası Uhud dedi. 

Ben geldim, dedim. 

Seni seviyorum. 

Uhud bizi sever, biz de Uhud'u severiz. 

Uhud diye diye... 

Notlar: 

1- Uhud'u anlamak pek çok sorunumuzu çözecektir. Orada yaşananlar hem çok üzücü hem çok kıymetli. Rehberimiz bir kısmını anlattı. Hepsini okumak ve üzerine düşünmek lazım. Ben sadece Uhud ile karşılaşmamı anlatmak istedim. Bilenler bilir, bir nevi hikayenin başladığı yerdir kendisi. 

2- Çok şükür bugün iznimiz çıktı ve Peygamber Efendimizi selamlamaya gittik kabrine. Buna dair bir şey yazmayacağım. Özel olarak kalsın o kısım.

Yorumlar