Ana içeriğe atla

Ayşekadın fasulye

Kalktım, önce yıllardır görüşmediğimiz hissine kapıldığım annemi ziyaret ettim. Pazar günü görüşmüşüz en son bugün günlerden salı.

Sonra bir gayret pazara gittim. Evde yiyecek bir şey kalmamış. Ramazan'da bu pazarın kalabalığı da hiç çekilmiyor, herkes burada. Dut aldım biraz iki renkli mor olanlardan. Yan tezgahta teyzenin biri ayşekadın fasulye arıyor. 

Bu ayşekadın mı oğlum  dedi. Yok değil o ayşekadın. Nazende o, babamın sevdiğinden. Karşıdaki sırık, öbürü şeker. Yer gök fasulye ama ayşekadın yok.

Köyden kardeşim istedi diyor teyze.  Ne ilginç değil mi? Köyden fasulye istiyorlar, bazen bizim köydekiler de ekmek istiyor çok şaşırıyorum. Ya hu köy dediğin kadınların herşeyi yapdığı yer değil miydi eskiden. 

Biz burada tırım tırım köy yumurtası arıyoruz, geçen teyzem geldi maaşını çekmiş bi karton yumurta almış köye götürecekmiş fesubhanallah.

Neyse, fasulye arayan teyze bana dert oldu. Ayaklarıma bir kuvvet geldi. "Yürü kardeşim ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin" dedim, önce ayşekadın fasulyeyi sonra da teyzeyi buldum. 

Kim yiyecek acaba o fasulyeyi? 
Mustafa Ulusoy'un Hayat Apartmanı adlı kitabında matematik öğretmeni bilmem kim hanım ölürken; hayatı boyunca yaptığı küçük iyilikler ummadığı şekilde bir bir karşısına çıkıyordu. Hiç tahmin etmeyeceği bir fenalığı nedeniyle, ölüm anında azap çekerken hepsi yüreğini ferahlatıyordu. 

Her şey yazılıyor...

Bu nasıl bir kitap, küçük büyük hiçbir eksik yok, her sey yazılmış...

Köyün birinde belki de hasta ve dışarı çıkamayan bir kadının canı ayşekadın fasulye çekti mübarek Ramazan günü. Kardeşi pazardan alıp getirdi.

 - Ay Gülnihal şu senin ayşekadını bulucam diye helak olacaktım yahu Allah karşıma birini çıkarttı da sağ olsun buldu getirdi. İftar yaklaştı hadi hemen koyalım da pişsin.

5 Haziran 2018 - Ramazan



Yorumlar