Ana içeriğe atla

Çay, kahve, filtre kahve

Az önce elektrikli cezve ile kendime bir kahve yaptım. Bir dakkada hop diye oldu. Cezvenin ve kahvenin hayatımdaki yerine bakıp güldüm. On yıl sonra falan belki mutfakta bir filtre kahve makinası olur. İşten yorulup bir mola vermek istediğimde ya da okuduğum kitaba izlediğim filme eşlik etsin diye hemencecik  bir kahve yaparım. Allah bilir şimdi gözüme lüks ve gereksiz gibi görünen alet evin normali olup çıkar.

Annem kahveyi pek sevmezdi. Çayı da çok sevmezdi. Keyif yapacak şeylerle çok mesaisi olamamıştı belki de onda. Hasta olmasa çay kahve keyfî yapacak onları sevecek zamanları olurdu belki bilmiyorum. Anaannem öyle değildi ama. Onun kahve içtiğini hatırlıyorum. Orta boy fincanlar yoktu, klasik fincan da çok az olduğundan belki de fincan olmadığından çay bardağında içerdi. Kahve de pahalı bir şeydi sanırım. Kuruyemişciden çektirip alınırdı. Evde bir el değirmeni vardı ama onunla kahve çekildiğini hiç görmedim. Oyuncak niyetine ortalıkta dolanıyordu. 

Kahve kız isteme merasimlerinin milli içeceği. Başka bir vasfı yok gözümde. İstanbul'da halamlarda da kahve kültürü yoktu. Çay içerdik. Sonra uzun yıllar çalıştığım laboratuvar. Orada da kahve yapamazdık. Arada hoca süt kaynatır Nescafe Gold un üstüne döker içerdi. Kokusu güzeldi bazen ben de içerdim. Sonra 2006 yılında şu meşhur Danıştay saldırısının olduğu gün işi bıraktım, taksi çağırdım ağlaya ağlaya eşyalarımı taksiye doldurup ablama gittim. Ablamın evi işe yakındı. Mevzu uzun belki yazarım bir ara şimdi kahveden sapmayayım.


Evde otur otur canım sıkıldı. Gölcük'te arasıra ortak iş yaptığımız bir laboratuvar vardı. Bari oraya gidip bir şeyler öğreneyim dedim, kan alma basit laboratuvar işlemeleri falan. Bizimki gibi değildi orada bir kaç kişi daha vardı çalışan. Bir de mutfağa ve temizlik işine bakan orta yaş üstü bir hanım vardı. Bunlar her öğlen yemeğin üstüne kahve içiyorlardı törenle. Ben de bir kaç sefer içmiştim. 

Sonra yavaştan bir kahve bollaştı galiba ne oldu bilmiyorum. Kahveyi daha sık görür olduk ikramlarda. Annemle kahve yapıp içerdik. Annemin ki bol şekerli. Dükkanın önünde otururken çay ocağından söylerdik bazen. Birlikte geçirilen bir zaman inşaa etme çabası.

 Ağlamasam iyiydi. Annemin iki günü kaldı dünyada iki gün sonra ayrılacak aramızdan.

 
Evet yazının konusu kahveydi. 2018'de Malatya'ya gittik. Eşimin kuzeni sabah akşam kahve içiyor Instagramda paylaşıyor falan biz de alıştık sanki biraz, oradan döndükten sonra kahve içer olduk. Bir de elektrikli cezve girdi hayatımıza bol köpüklü. Zaten o olmasa zor gelir ocakta iki saat pişmesini beklemek. 

Not: Instagrama ha deyince her şey yazılmıyor. Aklıma bir sürü şey geliyor. Geldikçe buraya yazayım diyorum, gözlerden ırak ama bir düzene koyamadım gitti.

Yorumlar