Birkaç gün izne çıktım. Hiçbir yere gitmeyi düşünmüyorum. Yaşım ilerledikçe evin ha deyince geri dönülebilecek bir yerde olması en büyük konfor olmaya başladı benim için. Arabamız olsa belki böyle düşünmem, bilmiyorum. Araba insanın ikinci evi haline geliyordur belki zamanla. İşten eve evden işe rutin bir koşturmanın dışına çıkıp bulunduğu mekanda farklı bir zaman dilimi yaşamak da insana tebdil-i mekân ferahlığı verecektir. Aaaa ama bu her yer için söz konusu olamaz belki. Ben bunu bir sahil kasabasında yaşadığım için söyleyebiliyor olabilirim. Yine de herkes kendi yaşadığı yerde nefes alacak alanlar, eskilerin tabiriyle tenezzüh mekanları bulabilir, bulmalıdır. Bu yerler ille de Instagram stroylerinde gördüğümüz gibi olmak zorunda değildir. Evin hiç gitmediğiniz bir arka sokağı, hiç uğramadığınız bir park, sahilde bir çay bahçesi, her şey insanın bakışıyla değişiveriyor. Biraz da kafanın rahatlığıyla alâkalı. Yoksa nereye gidersen git, bakan göz, gören kalp senin. ...