Ana içeriğe atla

Kuş ölür...

Bir şeyi nasıl anlarız? Yazıya devam etmeden bunu bir düşünün. 

Bir şeyi nasıl anlarız? 

Tersine mühendislik okumak için yazmak atölyesinde hoca derse bu soru ile başladı. 

Benzetereeeek dedim kendi kendime. Yani ben herşeyi birbirine benzeterek anlıyorum. Hep bir mukayese, ölçme biçme. Hımm bak bu böyleydi o zaman o da böyledir falan. 

Aslında bundan biraz da muzdariptim. Başka insanlar başka türlü anlıyor sanıyordum. Ya da anlamak denen şeyin böyle şak diye şimşek çakması gibi bir şey olduğunu. Adam bir kitabı açıyor, hiç bilmediği bir şeyi okuyor ve şak diye anlıyor, hemen, anında. 

Aslında böyle de olabilir şöyle ki, okuduğuna dair zihninde başka bilgiler vardır. Yeni okuduklarını onların üzerine ekler ve anlar. Akıl dediğimiz şey de bu değil mi zaten. Var olanların arasında bağ kurmak. Var olanları bağlaya bağlaya bir yere ulaşmak. Bunları bildiğim halde, anlamak denen şeyin benzetmekten geçtiğini düşünmemiştim.

Öğrenci dersi anlamıyor mesela anlamıyorum diyor. Bunun sonucunda faturayı öğretmene kesen de var, ne yapsa anlatılanı anlamayacağını düşünüp kendisine kesen de var. Temelde yanılgı anlamak denen şeyin bir andan ibaret olduğunu sanmak. Beynin kapağını yukarıdan açıyorsun ve hopp diye sayıları, formülleri, fizik kanunlarını, bulmaca gibi çözmeye çalıştığımız metinleri içeri doldurup kapatıyorsun. Maalesef bu ancak karikatürlerde oluyor.


Cuma günü burada pazar kuruluyor. Dün geç vakit pazara gittim. Eşek zeytini aldım. Biliyor musunuz eşek zeytinini? Babam severdi ben de severim. Her şeyin ne çok çeşidi var maşallah. Az bir şey aldım, kırıp suya koydum. Gün içerisinde suyunu boşalttıkça burnuma çocukluğumun kokusu gelecek. Başka hangi kokular var orada? Elleri boyayan taze ceviz ile dallarından çiçeklerini koparttıkça sürekli hapşırtan ıhlamur :) 

Hayırlı sabahlar. Pat diye konudan konuya geçtim ama hiç kusura bakmayın vallahi :) büyük yazarlar hep öyle yapıyor. 

Cahit Zarifoğlu'nun Yaşamak kitabını okuyorum. Daldan dala konup durmuş. 

Ben de konacağım. 
Kuş ölür sen uçuşu hatırla. 
Bak uçuyorum.
:)

(Ekim ayında yazılmış bir yazı)

Yorumlar