Dün Adapazarı'na gittim. Üniversitedeyken İstanbul'dan eve hep trenle dönerdim ve en büyük korkum uyuyakalıp İzmit'i geçmekti. Adapazarı, gece karanlığında korkulu rüyalar ülkesiydi. Önce sabah erkenden vapurla Hereke'ye geçtim. Yol boyu Nuh Çimento fabrikasına baktım :) o da çocukluğumun ayrı bir hikâyesi. Çarli'nin Çikolata Fabrikası var, bizim çimento, vay başıma gelene :) Fabrikayı bir boyasalar keşke dedim sonra çok masraflı geldi gözüme yapmazlar, gereksiz harcama olur, dedim. Bir de o kadar ayrıntı var ki, gökyüzüne doğru uzadıkça uzayan borular. Kim kurmuş acaba diye kısa bir google araştırması Nadir Kitap'tan bir siparişle sonuçlandı. Elbette bir Kayserili. Neyse bu konu uzar. Ekşi'de Nuh Çimento başlığını okuyun. Trenden indim ve nereye gideceğime dair hiçbir fikrim yoktu. Bir şehri tanımaya nereden başlarsınız? Camilerinden başlasak güzel olur bence. İstasyondan çıkıp biraz yürüyünce Orhan Camii'ne geldim...
Ramazandan önce cami hocaları toplaşıp bir think thank yapıyorlar mı biliyor musunuz? Namazda hangi ayetleri okuyalım, duada hangi konulara değinelim, benim kıraatim biraz zayıf teravihi bu sene siz mi kıldırsanız, geçen yıl çok hızlı okumuşum, millet daha secdeden kalkmadan ben Fatiha'ya başlamışım, hiç biriniz de uyarmadı, Allah'tan cemaatten bir hanım söyledi falan, oluyor mu böyle konuşmalar? Kim o hanım 😀🤭 ben tabii ki. Yapmadım ama yapacağım. Caminin camında hocaların telefon numarası asılı. Sizin camide de vardır. Lütfen usulünce geri bildirimde bulunalım. Aldığımız hizmetin daha iyi hale gelmesi için bu şart. Türkiye'deki en büyük sorun geri bildirim sorunu. Yaptığımız işlerin nerelere vardığını ne gibi sonuçlar doğurduğunu bilmiyoruz, merak etmiyoruz, öğrenme ihtiyacı duymuyoruz. Hizmet alan da daha iyi nasıl olura kafa yormadan safi şikayet ediyor. Orta yolu bulamıyoruz bir türlü. Bir teravih manifestosu yazasım var☺️Yatsının farzı öz evlat da teravih üvey evla...